26 Haziran 2018 Salı

Seçim 2018


Herkese merhaba,

Eminim çoğumuz hayatımızda ilk defa başka bir çoğunluğumuz da uzun zamandan beri ilk defa bu kadar umutla gidip oylarımızı verdik. 

Öncelikle şuradan başlayayım;

Muharrem İnce bu seçimin en güzel adamıydı. 
Kendisine çok teşekkür ediyorum. Bize umut oldu, ilk defa içimizden gelerek, çok isteyerek, en önemlisi güvenerek yola çıktık. Kimse düşünmesin ki biz kaybeden tarafız. 
Bizler;

Güzelliklerin
Medeniyetin
Adaletin
Birleştirici bir gücün
Ayırt etmeden herkesi kucaklamak için mücadele edenin
Samimiyetin
Doğa anaya, hayvanlara, bilime sanata değer verenin
Birlik beraberliği vaat edenin
İnsanlığa 
Bu ülkeye gönül verenin yanındaydık. 
Geleceğe ve herkes için oy verdik. Umarım

Şimdi üzülüyorsak,

Bu sadece kendimizi düşündüğümüz için değil, 
Bu hepimizi düşündüğümüz için
Bu ülke için kaygılandığımız için
Hepimizin geleceğinin güneşli olması için hayal kurduğumuzdandır.

Keşke Cumhurbaşkanı bize de gönlünü açabilen, herkesi kucaklayabilen, bölmeyen, ondan olmayana hakaret etmeyen, bizi osmanlı yerine medeniyete  götürmeyi hedefleyen, çocuklara hayvanlara kadınlara insanlığa değer veren biri olsaydı da ben de gitseydim oyumu ona bassaydım. 

Şimdi üzülüyorsak,

Söz verdiği gibi OHAL i kaldırdığı anda iflasını açıklayacak 10binlerce firma iflasını açıklayacak, zaten kriz içindeyiz ama çok yakın zamanda ekonomi daha da kötüye gidecek, bu ülkenin dünya üzerindeki imajı gün be gün daha da kötüye gidecek, birbirimizi sevmemizi, birleşmemiz gerektiğini söylecek yüce gönüllü dürüst bir insan olduğuna inansaydık keşke. Bu saatten sonra değişir mi bilemem? Ya da değişse de biz inanır mıyız? Sanmıyorum. 

O nedenle de hazır yeri gelmişken ben de CHP yi eleştirmek istiyorum.
Dün baktım herkes Kılıçdaroğlu nu istifaya davet etmiş. 
Ben istemiyorum. Kendisi sonsuza kadar o koltukta olabilir.

Ben Muharrem İnce nin kendi partisini kurmasını ve sıfırdan başlamasını istiyorum ki tarafsız olduğumuz, herkesi kucakladığımız birlik olabileceğimiz yepyeni bir oluşum var olabilsin. 
Nasıl ki biz bu saatten sonra AKP ağzıyla kuş tutsa inanmayacaksak, onlar da CHP ye MHP ye inanmıyor inanmayacak! 

Biz zamanında kimsenin yaptığı hatalardan sorumlu değiliz. 
Bu hataları yanlışları onaylamıyoruz. 
Şu an da bütün bu partiler lekelidir, artık temizlenemeyecek bir haldedirler. 

Benim dileğim, 

Muharrem İnce’nin söylediklerine uygun davranarak herkesi yepyeni tarafsız bir çatı altında birleştirmeye çalışması olacaktır. 
Ona bunca zaman sokaklarda meydanlarda televizyonlarda söylediklerini hayata geçirmesi için ekibiyle birlikte elini en büyük taşın altına sokmasını bekliyorum. Benim CHP ye verdiğim son oydu bu! Seni bekliyorum. Sen gelmezsen de kısmet diyelim. Benim de yaşadığım ömrün bahtsızlığı bu döneme denk gelmekmiş derim. 
Ama sen gel, n’olur gel be adam!

Çirkinliklere, geçmişe, adaletsizliğe, öfkeye izin verme, meydanı kimseye bırakma…
Sen yalnız gel, biz seninle çoğalırız.

Meral Akşener’i de kutluyorum. Bana göre eksikleri olsa da İYİ PARTİ’yi kurarak harika bir iş yapmıştır, Gül ün çatı adayı olmasındaki tavrındaki muhteşemliği de unutmayacağım. Zaten Cumhurbaşkanı adayı olarak zayıftı ama yine de mücadelesi doğruydu. En azından MHP içinden çıkarak oradaki yanlışlar içinde yer almayı reddedip kendi inandığı yola çıkmıştır. Dilerim aynısını İnce de yapar. 

HDP ye gelince seçimin kazananlarından biri de bu partidir. Başkanı içerde olan bir partinin, bu adaletsizlikleri daha önce de yaşamış  ve AKP ye tavrını ortaya koymuş bir parti ve seçmenin barajı geçmesi gerekiyordu zaten. 
Kendilerini tebrik ediyorum. Bana terörist diyecekler şimdi :) 
Ben oy veren herkesin terörist olduğunu sanmıyorum arkadaşlar.
O yüzden bu tarz anlamsız işlere gerek yok. 
Ben geçmişe çizgi çekeli çok oldu, gelecekten sesleniyorum size!!!

Gelelim o çirkinlerin başına!!!!!
MHP Devlet Bahçeli benim için AKP den bile çirkindir. 
Bu seçimde hiç bir şey yapmadan oturmuş AKPye çalışmıştır. Hiç çalışmadan % 10 un üzerinde oy almıştır. Ben ona oy verenlere de çok şey söylerdim ama o kitleyi tanıyorum. Şaşırmış gibi yapmama gerek yok. 
Zaten yıllarca ona oy veren düzgün insanları gönül verenlerini hayal kırıklığına uğratmakla kalmamış utandırmıştır. İnsanlar bu zamana kadar bu adamları desteklediği için utanç duyuyor. Ne üzücü bir şeydir bir vatandaş için güvendiğin dağlara kar yağması. 
Bunca yıl arkasından küfür ettiği adamla ittifak yapacak kadar alçalmıştır. Tam da kendisine yakışanı yapmıştır. Yıllardır ben Bahçeli böyle dediğimde topa tutulmuştum. Şimdi herkes görüyor. Gün gelecek aynısı AKP için de yaşayacağız bunu da buraya yazıyorum. 


AKP ye ve ona oy verenlere gelince;

Haklarında konuşacağım çok şeyim var! Ama bana en çok koyan ve herşeyi açıklayan konuya değinmek isterim.
Öncelikle ben neyi unutmuyorum biliyor musunuz?

Tayyip Erdoğan’ın Fas ziyaretinde biz Gezi’de polislerden dayak yerken; 
Ya bir dakika kardeşim bana ne Fas’tan? Benim ülkemin gençlerinin bir isyanı var, onlar da haklarını arıyor bizim yaptığımız gibi, onlar da haksızlığa uğramış hissediyor zamanında bizim hissettiğimiz gibi demedi diyemedi!!!
Seyahatini yarıda kesip benim ülkeme dönmem lazım demedi diyemedi!!!!!
Durun vurmayın benim gençlerime, vurmayın benim çocuklarım onlar da diyemedi!!!
Vurun dedi, öldürün dedi, Çapulcu dedi, doları yükseltttiler ekonomiyi bozdular, esnafı zarara soktular dedi. 
Tek bir hareketiyle bizleri kucaklayabilirdi ama yapmadı!
Çünkü bizim acı çekmemizi isteyen kindar bir nesil yaratmak isteyen kindar bir Cumhurbaşkanı!!!

Allah sizden razı olsun arkadaşlar.
Yine sadece sizden olanı koruyan çirkin bir yapıya güvenip geri kalan herkesin duygusunu, düşüncesini, yaşama haklarını, özgürlüklerini, adaleti, doğayı, hayvanları, çocukları, kadınları, medeniyeti, güzelliği, samimiyeti tercih etmeyip yine hırsla ona oy basabildiğiniz için size kalan son umudumu da o oy sandığına gömdünüz tebrik ederim.

Allah senden de razı olsun başı bağlı bacım, bizim başımız açık diye acı çekelim istiyorsun. 
Tecavüze uğrayalım istiyorsun. Ezilelim istiyorsun.
Zamanında şikayet ettiğin sana yapılanı sen bize yapıyorsun.
Bize yapılınca sorun yok demek :)

Bu zamana kadar size yapılanı da kabul edip herkes için birleşelim fikrine hala sıcak bakamayacak kadar öfkeniz hırsınız taze sanırım, ya da bazılarınızın işleri tıkırında… Bütün seçmenlerine değil bu lafım; Güzel ve inançlı insanlar da var masumsa inançla gidip oyunu veren fakat ben modern gibi takılıp, çiçek çocuk gibi takılıp, medeni takılıp, lafa gelince bilim sanata hayranlığını dile getirip, her kötülüğa 16 senedir isyan edip hala gidip oy atmanızı affedemiyorum. Bazılarını takipten çıkardım. Çünkü ben bunu kabul edemiyorum, sizi yine seviyorum elimde değil bu, nefret de edemiyorum ama bunu kabul de edemiyorum. 

Anlayamıyorum. 

Ne yaparsam yapayım hazmedemiyorum. 

Umarım ülkemizi güzel şeyler bekliyordur ama ben hiç sanmıyorum.

Şunu da son olarak belirtmek isterim;

Ben artık ne solcuyum ne sağcı, ne bir siyasi görüşüm var ne de inandığım bir parti.
Ben hiç bir şeyim.
Ben hiç bir şeyden var edebileceğimiz güzelliklere inanan sıradan biriyim. 
Benim inandığım bir adam var ve onun gibilerin bu işe yine güzellikler saçarak devam etmesini diliyorum.
Kendim için değil, hepimiz için.
Olması gerekeni hepimiz biliyoruz. 
Doğru olanı hepimiz biliyoruz. 
Sevdiğin birine davrandığın gibi davranacaksın bir çiçeğe, sevilmek istediğin gibi seveceksin,
Sanatla, aşkla yaşacaksın.
Sevişeceksin, savaşmayacaksın. 
Özgür olacaksın olabildiğin kadar, özgür bırakacaksın kalmak istediğin kadar.
Adil olacaksın sen de, kendin için adalet bekliyorsan. 
Çocukları koruyacaksın, kadınları aşağı görmeye çalışmayacaksın; nazik, kibar, sevgi dolu saygılı, koruyucu, öğretici, güven dolu bir geleceğe hazırlayacaksın.
Hayvanları konuşamıyor yardım isteyemiyor diye kendinde hak sahibi, güç sahibi hissetmeyeceksin. Onlara da adam gibi davranacaksın. 
Bu dünyanın her bir ağacına, her bir canlısına, her bir hayvanına; yine insanlığı korumak, yaşam alanımıza iyi bakmak için iyi bakacaksın dünyaya.
Yoksa böyle yaz ortasında başına taş gib dolu yağar, evini sel basar, fırtınalar alır götürür ne varsa, depremlerde kahrolursun. 

İnsan geldiği dünyaya zarar veren, orada yaşayan canlılar üzerinde kendini hak sahibi gören, yapabileceklerinin sınır olmayan zararlı korkunç bir varlıktır. Bunun içindeki iyiyi kullanabilmek de bizim elimizde, kötüyü çıkarıp zarar vermek de….

Yani diyeceğim o ki;

Tanrı da senin içinde, şeytan da…
Eminim o inançlı insanlara yukardan bir baba edasıyla, kızgın kızgın bakıyordur.
Kendi yarattığı bu kaos dolu dünyaya insanoğlunu getirdiği için çoktan pişmandır. 
Zaten insanoğlu adam olsa; inandığınız kitaplar bile dünyanın sonunun gelmesinden bahsetmezdi. 

Bir gün sonu gelecek olan bir ırksın, bu neyin havası?
Galaksinin % 99.8 ini kaplayan Güneş’in çocuğusun, göremediğin mikro organizmadan farkın yok şu hayatta, hala neyin egosu?
Hala neyin savaşı?

Kalan hayatımı güzellikler içinde yaşamak adına oyumu en doğru yere verdiğimi biliyorum. 
Ve bundan gurur duyuyorum.

Seçimi kaybetsek de kazanmış hissediyorum. 
Herkes kendi vicdan muhasebesini bugün yapmasa yarın yapacaktır eminim! 

Vatana millete hayırlı uğurlu olsun. 

Sevgiler 

Aslı Sak

















28 Temmuz 2017 Cuma

Ben Aslı Sak, kimseye verecek oyum yok artık!

Bu hale gelmemize sebep olan sözüm ona Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Özgürlükçü, Atatürkçü kimselere ithafen...
Ve kalbine ve orantısız zekasına, vizyonuna güvendiğim Türk milletine ve gençliğine sevgilerimle...

Ahmet Şık'ın kararın açıklanmasından sonra tarihi konuşmasında,
”Bugün burada çıkan karar diyor ki size diz çöktüreceğiz. Şunu bilsinler, bütün zorbalar, tetikçileri bütün kurumları ve kişileri ve alçak ve haysiyet yoksunları organize kötülük örgütünün bütün elemanları bilsinler. Bugüne kadar sadece anne babamın elini öpmek için eğildim. Bundan sonra da öyle olacak.” şeklinde sarf ettiği bu sözler sana ne hissettirdi?
Ben açıkçası bir defol git Aslı dedim kendime. Bunlardan bir şey olmaz dedirttiniz. Kendimizi sorgulatır oldunuz. Resmen göstere göstere bizden olanlara işkence, zorbalık, adaletsizlik ediyorlar. Rejimi değiştiriyorlar. Biz hala nelerin peşindeyiz. Sosyal hayatlarınıza bir dönüp bakın; kendi aranızda aramızda konuşmak dışında ne yapıyoruz. Ve suçlu da biz değiliz üstelik. Yaşımızı hayatımızı yaşamak elbette hakkımız ama zeka ve stratejik olarak zekası geri insanlar dolmuş benim Atamın, askerimin, halkımın, Türkümün, Kürdümün, Müslümanımın, Hristiyanımın, Alevimin, Sunimin birlikte kurduğu TBMM de ve Türkiye Cumhuriyetimizi kötülüklere sürüklüyorlar el birliği ile.
Bu konuşma benim suratıma tokat gibi patladı, elim ayağım birbirine girdi. Şuan oturup ne yapacağız ne yapabiliriz bilmiyorum. Ben ama ayırt etmeden herkesi kazanmak için elimden geleni yapacağım. Kimseyi yargılamayacağım. Öfkemi bir kenara bırakıp, herşeyin insanlar için olduğunu hatırlayacağım. Cahilse cahil, katilse katil, hırsızsa hırsız, eğitimsiz mi hepsi bu ülkenin ayıbı! Ne verdiysen onu alır bir halk. O şekilli afili yazılar yazan yazarlarımız acaba o zaman da onların hakkını savundu mu merak ediyorum. Hepsini oturup tek tek araştıracağım.
Buradan alenen açık açık söylüyorum. Bu adamlar ve bu herifleri destekleyen herkes; şuan biz ve bizim gibilere bunları yapıyor çektiriyorsa bütün suç bizden önceki jenerasyonların ve hükümetlerin, siyasi partilerin, siyasilerin, annemizin babamınız sevdiklerimizin de suçu var.
Türbanla okula girme haklarını ellerinden aldınız, komutanın eşi başı bağlı diye bırak askeri lojmana bile almadınız, çalışmalarına izin vermediniz, memur yapmadınız, ezdiniz, acı çektirdiniz. Şimdi kısa şort da şort diye ortalıkta gezinen sözüm ona Cumhuriyetçiler, genç kızın kafasından türbanı sökülürken nerdeydiniz? O zaman da bu kadar isyan ettiniz mi? Onların isyanını anladınız mı? Karşı çıktınız mı oy verdiğiniz adamlara? Herkes istediğini yapar kardeşim. İster şapka takar, ister türban isterse mor peruk. Size ne?

Hepiniz değil elbette, aranızda benim gibi düşünenler de olmuştur ama azınlıktılar, yoksa sesleri duyulurdu.
Sizler ülkemizin halkımızın bu kesimine eziyet edilmesine, özgürlüklerinin elinden alınmasına sessiz kaldınız hatta alkışladınız. Bu kadar organize şekilde alttan alttan gelebilmelerine yol verdiniz. siz yollarını kapadıkça onlar gizli yollar aradı buldu. Özgürlüğünü geçtim lan azıcık kafanız çalışsa onları yanınıza alırdınız, siz karşınıza aldınız. Şimdi sakın ha ağzınızı açmayın. Hatta kapatın o iki yüzlü çenelerinizi.
Sadece Akp değil, Chp, Mhp, anap, Dsp.... ne kadar parti varsa işte; beter olsunlar! Siz de benim kadar biliyorsunuz bunların gerçek olduğunu. Hatalarınızı kabul edip telafi etmeye çalışacağınıza, hala bakıyorum yangına körükle giden var. Biri türbana taktı, o kesime çektirdi, biri Kürtlere taktı ezdi, yetmedi pkk yı yarattılar. Sonra hepsi kendi yarattıkları şeyin altında kaldı.

Gerizekalısınız lan siz! Beceriksizsiniz! Yeter artık bıktık be sizin hepinizin bencilliğinden cahilliğinden. Hepiniz yanlışsınız. Artık defolup gidin sallanan sandalyenizde oturun da bu işi gençler halletsin. Siz hem Cumhuriyeti, hem Mustafa Kemal Atatürk'ü yanlış anladınız, yanlış temsil ettiniz.
Mustafa Kemal bize bunları yaşattığınızı görse suratlarınıza bile tükürmezdi.

Herkesi empati yapmaya davet ediyorum. Kavga ederek bir yere varamayacağımız kesin. Düşünmemiz, sevmemiz ayırt etmeden sevmemiz birlik olmamız gerekmektedir.

Bu saatten sonra size verecek oyum yok benim!
Yok mu bu ülke de birlik olacak delikanlı Türk gençleri, sadece gençler parti kursun bu iş nasıl yapılırmış öğretsin ilkokul seviyesinde ülke yönetenlere ve muhalefet yapanlara!!!
Hepiniz gitmek zorundasınız, biriniz değil.
Hiç bir parti umrumda değil, hepsi kapansa keşke yepyenisini kurar aslan gibi de yönetir bu ülkenin aydın, adaletli, sevgiden barıştan yana gençleri.



Aslı Sak

12 Ocak 2017 Perşembe

İnanın

İnanın.
İnanın hissettiğim şey;
Kalbimde bir sıkışıklık.
Midemde bir kramp.
İçimde bir çekilme.
Bir sızı.

Sevdiğin birine bir şey olduğunda hissettiğin o derin acı var ya işte o hissettiğim.
Ellerinden kayıp gidişini izlemek gibi geri dönmeyecek sevdiğinin.
Bir annenin evladını kaybetmesi gibi bir sızı.
Derinden derinden, nefes almanı zorlaştıran cinsten bir sızı.

Bakmaya kıyamadığın birine elinden alıp hunharca acımasızca yok etmelerini hayal et.
Öyle bir acı.

Herşeyin en güzelini düşündüğün birinin gelip sana herşeyin en kötüsünü yaptığı bir an düşün.
Bağırıp kızamazsın hani.
Gözyaşlarınla birlikte içine akar bütün o derin sancı.
Konuşamazsın bile.
Gerçektir çünkü hissettiğin o ağrı.

Umudunu kaybetmişsindir ama bir kar yağsa umut dolarsın.
Bembeyaz parlak hayallerin vardır çünkü.
Geçmiş en geçmişe dönüp bakarsın.
Aldığın nefes, var olduğun topraklar, üzerine doğan gün için verilen mücadeleyi düşünürsün, zoruna gider.

Herkesi düşünürsün, ayırt etmeden, ötekileştirmeden herkesi anlamaya çalışırsın.
Ülkeni, dünyayı, ne bir eksik ne bir fazla bütün insanlığı düşünürsün tadın kaçar.
Kimin bunu niye yaptığını, bütün bu anlamsızlığın ne anlamı olduğunu algılamaya çalışırsın ama olmaz.
Sen değilsin ki her hangi bişeyin savaşını vermek isteyen.
Sen değilsin hükmetme arzusu olan.
Sen sadece adalet istersin.
Doğru olanı istersin.
Bütün dünya için savaşacak anlamlı bir şey yoktur bilirsin.
Herkesin kendi çirkin arzularıyla savaşması gerektiğini bilirsin barış içinde yaşamak için.
Gücün bölünmeyle değil birlikte olarak mümkün olduğunu bilirsin.
Sen bilirsin de herkes nerden bilsin?

Kapı kapı dolaşıp ağlaya ağlaya duygularını anlatmak istersin.
Hatta buna neden olanların ayaklarına kapanıp durmaları için yalvarmak istersin.
Yapmayın.

Çok genç bir devletiz.
Çok güzel bir Cumhuriyetiz.
Çok güzel topraklar, insanlarız.
Birlik için devrim istiyorum ben.
İnanın hep birlikte mutlu olmamızı istiyorum.
Uğruna büyük mücadele verilen bu vatan da nefes alıp veren her insan için  güzellik istiyorum.
İnanın hiç sevmediğim o adamın ayaklarına kapanıp yalvarabilir lütfen dur diye hüngür hüngür ağlayabilirim karşısında.
Savaşadabilirim ama ne anlamı var ki.
Bizi de çirkinleştirdikten sonra zaten kaybetmiş sayarım kendimi.
Bizi birbirimize kırdırıp kazanılan bir zaferin nesi güzel ki?

İnanın.
İnanın ki sadece kendimizi doğru ifade edebilmemiz, koca yüreklerimiz ile mümkün güzellik.
İşin komiğim korkmuyorum hiç.
Hem de hiç.
Sadece o kadar üzgünüm ki...
Tarif edemem ya.
15 temmuz sonrası Taksim de zafer kutlamaları yaparken insanlar kalbim sıkışmış, içime bir kaya oturmuştu.
Ağlarken yutkunamıyordum.
Konuşamıyordum.
Ne yapacağız?
Bütün bunlar yanlış nasıl anlatacağız?
Nasıl kendimizi anlatırız diye sorular sıralanırken kafamda kendimi ilk defa nasıl çaresiz hissettiğimi inanın anlatamam.
Aralarına karışıp HAYIR diye avaz avaz çığlık atıp ağlamak istemiştim.

İnanın en kötüsü kendimi çaresiz hissetmiş olmamın verdiği o berbat histi.
Haklıydım ama çaresizdim.
Ben haksızken bile çaresine bakan biriyim.
Ama tek başımaydım orada.
Belki fikren kalben yalnız değilim sen varsın siz varsınız ama o an yapayalnız orda dikilmiş ağlayarak ellerinde yeşil bayraklar zafer kutlamalarına şahitlik ediyordum.
Off!
İnanın çok zordu.

Ben 33 yaşında enerji harika bir insan olarak kar yağdığında " oh en azından kimse ölmez bomba patlamaz " diye sevinmeye mahkum edilecek ne yaptım ya?
Kimin ne hakkı var bizi değiştirmeye?
Hiç korkmuyorum dedim ya evet kimseden korkmuyorum.
Ölmekten hiç korkmuyorum.
Elbette yaşamak isterim ama öleceksem de ölürüm.
Trajikomik ki kurtuluş olur sanki.
İşte Bundan korkuyorum.
Bu düşüncelerden korkuyorum.
Bu yaşadıklarımızın bizi değiştirmesinden korkuyorum.
Bu anların içimize işleyip hayatımızın sonuna kadar bizimle yaşamasından korkuyorum.
Bir gün yaptıklarım ve yapamadıklarımdan pişmanlık duymaktan korkuyorum inanın.

Hem gitmek istiyorum.
Hem kalmak.
İnanın ne yapacağımı bilemez haldeyim.
Barış diye sevgi diye adalet diye attığımız çığlıklar sanki sadece bize geri geliyor yankı yapıp.
Sanki o tepelerin ardına ulaşmak istediğimiz yere ulaşmadan yine bize geliyor kendi sesimiz.
İnanın onların sessiz çığlıklarını da bir başkası mı duymadı diye empati bile yapmaya çalışıyorum. 

İnanın
İnanın artık neye inanacağımı bilmiyorum.
İnanın neden hala evlerimizde olduğumuzu bilmiyorum. 
İnanın bazen Gezi parkına gidip bir çadırda kendimi yaktırsam acaba yine sokağa dökülür müyüz? 
Yine istediklerimizi haykırmak için bir umut doğar mı diye düşünmeden  edemiyorum. 

İnanın diye sıraladığım başlıkları boşverin de; 
Siz "BİZ" e inanın arkadaşlar.
Biz doğan güneşiz!  
Karanlıklar onların olsun.
Biz sevgiyiz, bırakın sevgisizlik onların olsun.
Biz güzeliz, bırakın çirkin onlar olsun.
Biz saygıyız, kaba onlar olsun.
Biz adaletiz, adaletsiz onlar olsun.
Biz gerçeğiz, bırakın onlar yalan olsun! 

Ama önce inanın.
Umut, arzu, istek, güven, inanç, özveri, sevgi, adalet bunlara inanın.
Biz barışız, bırakın onlar savaşsın.

Biz Atatürk'üz, Atayım!   
Bırakın onlar başkan ya da reis parçası olsun.

Aslı S.

27 Aralık 2016 Salı

Ali Ağaoğlu ve Kızının Düğünü

Ali Ağaoğlu!!!

Kendisi ve destekleyicileri artık komik olmaktan çıkmış. İş son derece ahlaksız, vicdansız, terbiyesiz bir hal almıştır ve alenen Türk halkına saygısızlık yapacak kadar şuur kaybedilmiştir.

Böyle bir düğün normal zamanda bile cahilliğin, görgüsüzlüğün, zavallılığın simgesi iken ülkemizin içinde bulunduğu şu dönemde düpedüz hakarettir.

O pasta, o gelinlik, o saçma sapan harcamalarla şu kış vakti kaç çaresizin karnı doyar, kaç hasta ilaç alır, kaç evsize sıcak bir yer sağlanır, kaç hayvana yuva verilir, kaç şehit ailesine maddi manevi destek olunur kaç kaç kaç.......
Dünyada ve yurtta bir çok insana yardım eli uzayabilirdi, o kızının duvağıyla paraya kıyıp uzun yaptırdğnzla ya hani!
O pastanın bir dilimi için ışıl ışıl ama güzel  kimsesiz gözlere sahip milyonlarca çocuk var dev kalpli, sizin pastadan da dev hem de.
Kızına iyi baksın diye hediye verdiğin yalı ile ne efendi okumuş Görgülü  yüce gönürlü ve onurlu damatlar erkekler yetiştirirdi bazı analar imkanı olsa ama öldüler.
Siz ve sizin gibiler yüzünden öldüler.
Oturduğunuz yerden sadece kendinizi düşünüp geri kalan herkesi hiçe sayarak böyle saygısız vicdansız onursuz ve asaletsiz adaletsiz sizler yüzünden öldüler.

Çünkü siz sadece para seversiniz ve onun için herkese boyun eğer, sonra gazetelerde böyle küçücük insanlar gibi dev pastalar yanında Şempanze smokinleri giyerek poz verirsiniz Ali Bey.
Hırsızlık yapan maymunlara giydirdikleri takımlara benziyor takımın, düğünde en beğendiğim parça o kesinlikle yakışmış.
Perfect match!
Sen hırsız ve katillerle iş birliği yapan bir iş adamısın ne de olsa değil mi?
Bu vatanın anasını ağlatan onlarla!
Bizi bölüp öldürenlerle!

Sen bir de bunları böyle bir dönemde yapıyorsun ulan! Bu ülkeye en çok sen borçlusun. Bu kadar paran var imkanın var borçlusun. Hayatındaki kadınları bile bu halka borçlusun, gerçi onlar da mide bulandırıcılar bir kadın olarak hepsinden iğreniyorum; bu halktan kazandığn paralar sayesinde senin koynuna girip çıktılar. Çünkü tipsizsin mide bulandırıcısın kimsenin senle işi olmazdı.
Sen bu halk bu kadar acı içinde iken kızını düzgün sessiz sedasız ve asaletli bir şekilde evlendirmelisin. Bu nasıl cehalettir gaflettir ya?
Bu nasıl bir iğrençliktir?
İnsan önce kızına sahip çıkar ya, ona saygı duyar izin vermez.
Öğretir.

Böyle adamların 5 kuruşu olmamalı.
Dünyada para denen gerzek şeyi böle adamların eline vermek; işte tarihteki en küstah büyük ve acımasız yükselişini yaşayan kapitalizmin amacına ulaştığının resmidir.

Bütün pislik kapitalistler şuan düğün sahibi olan Ali Ağaoğlu ve ailesinden fazla göbek atıyorlar böyle zihniyetler yüzünden...

Sen de zil takıp oyna Türkiye!
Gerçekleri görmeden kimlere neler yaptığına bak. Çalarken, çaldırırken, kadına saygısızlık ederken bu adam sustunuz şimdi de susun hadi!!!

Kimden ev aldığın bile önemli bu hayatta, kimle yatıp kalktığın kadar!
Kürtaj da önemli böyle şeyler doğurmamak için;
Kimden çocuk yaptığın da önemli çünkü, 3 çocuk yapmak kadar.

Artık biraz bacak aramızdan çekin o pislik beyinlerinizi de, aranızdaki adam müsvettelerini sünnet edin önce, belki o zaman gerçek birer erkek ve adam olursunuz.
Adam gibi yaşar, yaşatırsınız.
Bu vatan da hakettiğini o zaman bulur.

Bu vatanın evlatları yandı diye üzülüyormuş gibi yapmayın, gidin kıçınıza ya da kızınıza kına yakın!
Tebrikler.

Aslı S.

14 Ocak 2014 Salı

Palet ve kasa mucizesi :)

İnsan '' Ben neden yapmıyorum? '' diye soruyor ister istemez kendine :)
Pek de alakamız olmayan, işimize yaramayacak gibi gördüğümüz palet ve kasalardan mucizeler yaratabilirsiniz. Vintage tarzı kendine yakın bulan herkesin seveceği türden kendin-yap projeleri...

Sebze, meyve kasaları :)

Sadece mobilya tekerlekleri, ahşap boyası, vernik ve zevkinize göre biraz kumaşla yapabileceğiniz harika sehpalar ;






Paletler :)

Umrumuzda olmayan paletlerden yine sınırlı malzemelerle çok şık ürünler tasarlayabilirsiniz.







Bence denemeye değer :
Vaktiniz yoksa ben yapıyorum. İletişime geçebilirsiniz. :)
Mutlu günler...
A.S.